Yabancı Dil Öğrenmek ile ilgili

Dil öğrenmek zor ve sonsuzluğa uzanan bir yoldur kuşkusuz ve kendi kendimizi geliştirmemiz sadece kararlılıkla mümkündür. Dil öğrenme sürecinde ne kadar azimli olursak, bunun meyvelerini de o kadar çok alırız, bunu unutmayalım.

Gitmenin mümkün olduğu bir ülkenin dilini öğrenmenin en iyi yönteminin orada yaşamak olduğunu aklımızdan çıkarmayalım. Böyle bir olanağımız olmasa bile, birtakım kuralları tatbik ederek bir dili ana dil gibi olmasada öğrenebiliriz. Öğrendiğimiz dilin konuşulduğu bir ülkeye gitmeyi planlıyoruz ve bunun da, belirttiğim gibi, o dili öğrenmenin en kolay ve hızlı yolu olduğunun farkındayız.

Ama yeni bir ülkeye ayak basmak ilk seferde acayip gelebilir. Yeni bir ortama, dile ve kültüre adapte olmak vakit alacaktır. Ek olarak farklı bir zaman diliminde olmak da bizi etkileyebilir. Lakin huzurumuz bozulmasın ve yeni çevremizi idrak etmeye çabalayalım.

Öğrendiğimiz dilde ne kadar yanlış yapabiliyorsak o kadar yanlış yapalım. Sürekli doğru konuşmak katı bir kural değildir. Karşımızdaki kişi(ler) ne söyleyebildiğimizi anlayabiliyor(lar)sa hata yapmak hiç olmazsa işin başında mühim değildir.

Başka kişiler konuşurken, her kelimeyi yakalamadan temel düşünceyi anlamak çoğunlukla kafidir. Ancak kavrayamadığımız kısmın mühim olduğunu düşünüyorsak tabii ki de karşımızdaki kişiye soru sormalıyız. Bu konuyla ilgili olarak bazı kullanışlı tabirler şu şekilde sıralanabilir: “I’m sorry, what did you say?”, “Could you speak step by step please?”, “Did you say that...”, “I didn''t catch that...”, “Could you reword that, please?”, “Pardon me?”, “Pardon me, I didn't hear you”, “Pardon me, what does "............." imply?”. Öğrendiğimiz dili ilgilendiğimiz şeyler ile bütünleştirelim. İnsanlar kendilerine enteresan gelen şeyler hakkında konuşmayı severler. İlgi alanlarımız hakkında bulabildiğimiz kadar çok kelime öğrenmeye çalışalım. Etrafımızdaki kişilere de nelerle ilgilendiklerini sorabiliriz. Bu yöntem sayesinde insanları daha iyi anlamaya başladığımızı keşfederiz; sürekli olarak yeni kelimeler öğreniriz.

Lisan ile ilgili yeteneklerimiz hakkında konuşmak; hızlı, güçlü ve iyi öğrenmemize vesile olacaktır. İngilizceyi konuşalım ve dinleyelim. Daima hakkında konuşulacak bir şeyler vardır. Bu arkadaşlığımızı geliştirmemize de vesile olur. Karşımızdakileri sözcüklerin söylenişini ve dilin ses uyumunu kavramak için dinleyelim.

Öğrenmiş bulunduğumuz her bilgiyi mutlaka kullanalım. Dünyadaki birçok dilde sözcükler birbirinden ortaya çıkarılmıştır. Bu durumda sözcüğün anlamını, konunun içindeki anlamından çıkarmaya çalışabiliriz. Ziyaret ettiğimiz ülkenin vatandaşlarıyla konuşurken, kısa ve kesik konuşmamaya çalışalım.

Diyelim karşımızdaki bireyin söylediğini anlamadık, telaşlanmayalım; temel düşünceyi anlamaya çalışalım ve konuşmaya devam edelim. Eğer gene de kavramakta zorlanıyorsak karşımızdaki kişiden cümleyi yinelemesini isteyebiliriz. Sohbete devam ettiğimiz müddetçe, konuşmanın prosesi içerisinde konu daha anlaşılması mümkün hale gelecektir. Bu, dilimizin gelişmesini sağlamak ve yeni kelimeler öğrenmek için iyi bir usuldür.

Karşımızdaki kişiyi soru yağmuruna tutmalıyız. Soru sormak merak kapısının kilidini açan anahtardır. Sohbet sorularla hem başlayabilir, hem de devam edebilir.

Yanınızda sürekli olarak bir defter ve kalem taşıyın. Yeni bir sözcükle, deyimle karşılaşır karşılaşmaz -okur okumaz ya da duyar duymaz- anında not almanız size çok büyük fayda sağlayacaktır. Bu sözcükleri konuşmalarınızda kullanın.

Yabancı dilleri çalışmanın en zevkli yanlarından birisi olan deyimleri öğrenin. Öğrendiklerinizi konuşmalarınıza tatbik ederseniz daha hızlı anımsarsınız ve karşılıklı söz edersiniz.